Değerler Eğitimi

20.10.2016 1421

DEĞERLER EĞİTİMİ

Değişim çağında, geleneksel değerlerin korunması eğitimin en özel çalışma alanlarından biri haline gelmiştir. Okulun iki temel sorumluluğu öne çıkmaktadır:

Geçmişten devralınan geleneksel kültürel değerleri yeni hayat biçimleri içerisine faydalı bir şekilde nasıl alabiliriz?

Yeni kültürel değerleri geleneksel kültür sistemi içerisine nasıl yerleştirebiliriz?

Okul bu iki merkezî sorun arasında bir denge, uyuşum kurmak zorundadır.

Cevap verilmesi gereken temel soru şudur; bir taraftan muasır medeniyeti yakalarken aynı zamanda kendimiz olarak nasıl kalabiliriz, Japon örneğinde görüldüğü gibi hem modern dünyaya yön verebilmek ve hem de kendi kültürel değerlerimizi koruyarak toplumsal çözünmeye maruz kalmamak nasıl mümkün olabilir?

Değerler doğru ve yanlışın ayırt edilmesine yardım eden temel inançlardır. Hayata denge ve anlam katarak, toplumu oluşturan bireylerle birlikte yaşamaya imkân tanırlar. Değerler doğuştan getirilmeyip, gözlem ve etkileşim soncunda yaşayarak öğrenilirler. Bu tespit okulun değer eğitimi konusundaki can alıcı sorumluluğunu öne çıkarmaktadır.

Eğitim, belli bir toplumun idealine yönelik değerler sistemini bireylere iletmede önemli rol oynamaktadır. Okulların, önemli görevi, kültür aktarımında okul programında açık olarak belirtilen veya belirtilmeyen değerleri öğretmek, öğrencileri belirlenen kurallar doğrultusunda disipline etmek, ahlaki gelişimine katkıda bulunmak, karakterini ve benlik algısını olumlu yönde etkilemektir. Okullar bazı değerlerin takdir edildiği ve öğretildiği yerler olduğuna göre orada bulunan öğretmen ve yöneticilerin de bu değerlere sahip olması ve öğrencilere model olmaları gerekmektedir.

Değer eğitiminin hedefi, değerler oluşturmak ve değerlerini davranış haline getiren bireyler yetiştirmektir. Değerler anlatmakla veya tanımlamakla elde edilemezler. Doğrudan yaşanmalı, içselleştirilmeli ve onlara ilişkin duygularla verilmelidir. Değerler yaşanılarak bir kimlik kişilik boyutu haline gelir. Değer eğitiminin ön koşulu ise, çocuğa özgür iradesini kullanacak ortam hazırlamaktır. Dayatma, baskı ve koşullandırma ile yapılan eğitim çocuğun kendinden çok başkalarının isteklerini gerçekleştirme işlevine sahip olur.

Araştırmalar düşünceli, saygılı, güvenilir, adil, sorumlu, kısacası iyi insanların yaşamda daha başarılı olduğunu göstermiştir. Bu nedenle, değerler eğitimi, okullarda en az matematik ve Türkçe eğitimi kadar önemli ve gereklidir. Değerleri önemsemeyen ve bu değerlere uymayan çocukların yetişkin olduklarında iş, aile ve sosyal yaşamlarının iyi gitmediği araştırmalar sonucu ortaya çıkmıştır. Kısacası değerler eğitimi yaşam boyu gereken bir eğitimdir.

Ülkemizde değerler eğitimi değişik evrelerden geçmiştir. Değerler eğitimi kimi zaman ayrı bir ders olarak okutulmuş, kimi zaman da diğer derslerin içerisinde öğrencilere verilmeye çalışılmıştır. Günümüzde değerler eğitimi, diğer derslerin konuları içerisinde verilmeye çalışılmaktadır. Bu durum etkili bir değerler eğitimi verilebilmesi için her şeyden önce tesadüfî olmayan, planlı bir eğitim anlayışına duyulan ihtiyacı ortaya çıkartmaktadır.

Ders kitaplarında yer alan, adil olma, aile birliğine önem verme, bağımsızlık ve özgür düşünebilme, barış, iyimserlik, duyarlı olma, dürüstlük, estetik duyguların geliştirilmesi, hoşgörü, misafirperverlik, saygı, sevgi, sorumluluk, temizlik, vatanseverlik gibi birçok değerin okullarda yapılacak olan etkinlikler ve uygulamalarla hayata geçirilmesi davranışa dönüştürülmesi önemlidir.

Eğitim mevzuatı incelendiğinde Türk Milli Eğitiminin Genel Amaçlarında evrensel değerlerle uyumlu olarak değer eğitimine en genel manada vurgu yapılmıştır.

                                                                                                                     

            BAŞAR BİLİCİ

                                                                                         HALİDE EDİP ADIVAR ANAOKULU MÜDÜRÜ